Beyrut Gezi Rehberi

Zamanında Ortadoğu’nun Paris’i olarak anılan, daha sonraları ise uzun yıllar savaşın gölgesinde kalmış bir şehir Lübnan’ın başkenti Beyrut. Her şeye rağmen hala canlılığını ve güzelliğini koruyan, eski ve yeninin birbirine karıştığı bu güzel şehire, Ekim ayında 3 günlüğüne gitmeye karar verdik.

Beyrut Gezi Rehberi: Vize

Lübnan, Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Uçakta bir form doldurduk ve kapıda ücretsiz 90 günlük vizemizi aldık. Benim vize sürecim ne yazık ki kolay olmadı. Uçaktaki herkes elini kolunu sallayarak ülkeye giriş yaptı, ancak güvenlik görevlisi benim girmeme izin vermedi. Beni penceresi olmayan bir odaya götürdüler ve iki saat boyunca orada tuttular. İnanılmaz stresli iki saatin sonucunda, hiç bir açıklama yapmadan beni odadan çıkardılar, ülkeye girmem için onay verdiler. Gezimiz benim için çok kötü başlamıştı, ama bittiğinde bu kötü anıyı çoktan unutmuştum. Ancak hala neden o odada tutulduğumu bilmiyorum. 🙂

Beyrut Gezi Rehberi: Konaklama ve Transfer

Konaklama olarak Mar Mikhael bölgesinde Airbnb üzerinden terası olan çatı katı bir daire tuttuk. Kalacağımız evin sahibi bizi alması için tanıdığı bir taksiyi havalimanına gönderdi, o yüzden havalimanındaki taksicilerle hiç uğraşmadık. Taksici ödemeyi dolar olarak kabul etti ve bu sayede havalimanında döviz işleri ile uğraşmadan çıktık. Uçak gecenin geç bir saatinde inmesine rağmen, ev sahibi ev müsait olduğu için check-in saatinden önce bizi kabul etti ve ekstra bir geceye boşu boşuna para ödemeden evimize giriş yaptık. Kaldığımız evin Airbnb linkini burada bulabilirsiniz.

Şehirdeki diğer konaklama seçeneklerine buradan bakabilirsiniz. Konum olarak Mar Mikhael bölgesindeki seçeneklere bakmanızı tavsiye ederim.

Beyrut Gezi Rehberi: Yakın Dönem Tarihi

Beyrut’a gelmeden önce Lübnan tarihi ile ilgili kısa bir araştırma yaptık. Açıkcası şehri gezerken, etrafı incelerken, yaşanan olayları ve ülkenin tarihini biraz bilmek şehri anlamamıza çok yardımcı oldu. Yakın tarihini kısaca özetlemek gerekirse; Lübnan, Osmanlı topraklarından ayrıldıktan sonra uzun yıllar Fransız sömürgesi olarak kaldı. Bu yüzden Fransızca hala ülkenin ikinci dili. 1941 yılında bağımsızlığını ilan ettikten sonra Ortadoğu’nun finans ve ticaret merkezi oldu, adeta altın çağını yaşadı.

Daha sonra, İsrail’den kaçan çok sayıda Filistinli Lübnan’a göçtü ve ülkedeki Hristiyan – Müslüman oranı ufak ufak değişmeye başladı. Bu değişimin getirdiği gerginlik sebebiyle ülkede 1975 yılında bir iç savaş patladı. Bahsettiğimiz iç savaş, ülkede çok büyük can kaybına ve aynı zamanda ekonomik çöküşe sebep oldu. Bir Hristiyan-Müslüman savaşına dönüşen bu iç savaş, İsrail ve Suriye başta olmak üzere pek çok ülkenin direk yada dolaylı dahil olması ile 1991 yılına kadar devam etti.

Sonunda barış ilan edildi ancak Suriye ordusu 2005 yılına kadar ülkeden çıkmadı. Ülke tam toparlanma evresine giriyor derken, 2006 yılında İsrail tarafından güney bölgesi tekrar bombalandı. Bugün ise, türlü yolsuzluk ve ekonomik sıkıntılar ile ülke iflas etmiş durumda. Özetlemek gerekirse, Lübnan son 50 yılda savaşlara, bombalara neredeyse hiç ara vermeden şahit olmuş bir ülke. Şehirde yürürken yıkılmak üzere olan ya da üzerinde kurşun izleri olan binalar, tüm bu yaşananları size adeta kanıtlıyor.

Lubnan-beyrut-yikilan-kilise-destroyed-church

Beyrut Gezi Rehberi: Gezilecek Yerler

Yazının en sonunda yer alan notlar kısmında tüm lokasyonları pinlediğim Google Maps haritasını bulabilirsiniz.

Mar Mikhael

Yeni bir ülke, yeni bir şehir ve sabah gözlerimizi Mar Mikhael’de açtık. Uyandığımız gibi terastan manzaramızı izlemeye başladık. Terasımız harikaydı 🙂

Lubnan-Beyrut-Mar-Mikhael-teras-gezi

Burası Beyrut’un birbirinden güzel kafeleri ve barları ile dolu, hem gece hem gündüz çok hareketli bir bölgesi. Hazırlanıp hemen kendimizi heyecanla bu yeni şehrin sokaklarına attık. Bu bölgede renkli merdivenleri, butik kafeleri, birbirinden değişik dizayna sahip kitapçıları gördükçe mest olduk. İstanbul’un Karaköy ve Cihangir karışımı gibiydi.

Lubnan-beyrut-merdivenleri-mar-mikhael
Lubnan-beyrut-mar-mikhael-cafe-gezi

Beyrut Sokakları

Mar Mikhael’den yürüyerek Muhammed Al Amin Camii’sine doğru yola çıktık. Yol boyunca savaştan kalma, üzerinde mermi, bomba izleri olan birçok bina gördük. Sonraki bir kaç günde böyle binaların şehrin heryerinde olduğunu yaşayarak öğrendik. Yeni ile eski tamamen iç içe geçmiş durumdaydı.

lubnan-beyrut-yikilan-bina-savas

Muhammed Al Amin Camii

2008 yılında yapılmış olan Muhammed Al Amin camiisi kubbesinin renginden dolayı Blue Mosque olarak da anılıyor. Şehirdeki diğer camiilere kıyasla oldukça yeni bir camii. Hemen yanında ise Saint Georges Katedrali’nin yer alması aslında şehri bir nevi özetliyorlar.

Lubnan-beyrut-mavi-camii-gezi

Camii ve kilisenin arkasında ise Beyrut’un ne kadar eski bir şehir olduğunu gösterir gibi, 2000 yıllık Roma kalıntıları (Roman Cardo Maximus) ve biraz ilerisinde Roman Baths bulunuyor.

Lubnan-beyrut-roman-gezi

Yıldız Meydanı (Place de l’Étoile)

Ardından, yürüyerek Yıldız Meydanı‘na ulaştık. Burada pek çok bakanlık binası bulunuyor. Yıldız Meydanı’nın ortasında bir saat kulesi yer alıyor.

Lubnan-beyrut-yildiz-meydani

Bu bakanlıkların ve meydanının yer aldığı bölgeye girişleri, ellerinde silahlı askerler kontrol ediyorlardı. Aşağıda görmüş olduğunuz fotoğrafı çektiğim için başım asker ile biraz derde girdi. Fotoğraftaki yolun sonunda, kontrol noktasında bulunan asker beni yanına çağırıp neden fotoğraf çektiğimi sordu. Turist olduğumu, bu görüntüyü ilginç bulduğumu söyledim. O, çektiğim fotoğrafı görmek istedi. Fotoğrafı gördükten sonra kötü bir niyetimin olmadığına ikna oldu ve beni saldı. Buradan hareketle siz fotoğraf çekerken ne olur ne olmaz askerleri fotoğraf karelerine pek almayın derim. 🙂

Lubnan-beyrut-yildiz-meydani-asker

Damascus Caddesi

Buradan sonra Damascus Caddesi üzerinde biraz yürüdük. Bu ünlü cadde, iç savaş zamanında Green Line olarak anılırmış. Ülke Müslüman (West) – Hristiyan (East) diye bölündüğü için, bu cadde üzerinden kim yürürse, hangi araç geçerse, karşı tarafın askerleri tarafından vurulurmuş. Bir nevi ölüm çizgisi..

lubnan-beirut-division-west-east
Google’dan alıntıdır.
Lubnan-beyrut-damascus-street-green-line
Damascus Caddesi üzerinde yer alan bir bina

Al Hamra

Cadde üzerinde ilerlerken, bir taksiye atlayıp Al Hamra bölgesine geçtik. Taksilerle ilgili önemli bir bilgi; mutlaka ama mutlaka binmeden önce pazarlık yapın. Çünkü taksilerde taksimetre yok ve fiyatı baştan anlaşmazsanız sizi kazıklamaları çok muhtemel. Kısa mesafeye en fazla 5 USD verebilirim şeklinde düşünebilirsiniz. Al Hamra mağazalarla, restoranlarla dolu bir bölgeydi. Alışveriş yapmak gibi bir niyetiniz yoksa, gelmeseniz de olur bence. Açıkçası bize bu bölge biraz kaotik geldi. Yolumuzun üzerindeki Hamra Cafe‘ye girdik ve mekanın bahçesi sayesinde dışarıdaki curcunadan uzaklaştık. Ülkenin para birimi Lübnan Lirası, ancak pek çok yerde dolar geçiyor. Biz paramızın bir kısmını Al Hamra’daki bir döviz bürosunda Lira’ya dönüp, bir kısmını dolar bıraktık.

Lubnan-Beyrut-Al-Hamra-gezi

Yine taksiye binerek Mar Mikhael bölgesine döndük. Taksici her ne kadar çok ingilizcesi olmasa da bizimle muhabbet etmeye çalıştı ve bize gezmek istediğimiz yer olup olmadığını sordu. Lübnan’da gezmeyi düşündüğümüz yerler hakkında biraz konuştuktan sonra bu taksici abimiz ile ikinci günümüz için tur yapmak üzere anlaştık. Tüm gün sürecek bu özel tur için onunla 100 dolara anlaştık. Siz pazarlık yaparak belki daha uygun fiyatlı bir tur bulabilisiniz

İkinci günümüzde şans ederi tanışıp tur ayarladığımız taksici abimiz ile yaptığımız gezimizin detaylarını buradan okuyabilirsiniz.

Downtown ve Cornishe

Son günümüzde biraz daha Mar Mikhael bölgesini keşfettik. Ardından Downtown bölgesinde dolaşmak için taksi ile Cornishe’e gittik. Havanın da güzel olmasının etkisi ile buradan başlayıp sahil boyunca yürüdük. Yol boyu büyük ve lüks binalar, oteller ile doluydu. Şehrin diğer kesimlerine göre biraz daha üst segment bir yerinde olduğumuz belliydi, ama her zaman olduğu gibi yeni ve eski iç içeydi. Bir yanda bu araç trafikte kullanılıyorken, yolun karşısından lüks bir araç geçiyordu.

Lubnan-beyrut-downtown

Pigeon Rocks

Yürüyüşümüz sonunda Beyrut’un simgesi haline gelmiş Raouche Rocks‘a varıyoruz. Aynı zamanda Pigeon Rocks olanan da bilinen bu dev kayalıklar adeta havadan buraya düşmüş gibi duruyor. Manzara çok çok güzeldi. Size tavsiyem buraya gün batımında gelmeniz.

Beyrut Gezi Rehberi: Lübnan Yerel Halk

Lübnan Ortadoğu’daki en fazla dini çeşitliliğe sahip yer. Bölgedeki diğer Arap ülkelerinin aksine, nüfusun %95’i Arap iken sadece %50’si Müslüman. Ülke; bölge bölge, Beyrut da mahalle mahalle Müslüman – Hristiyan mahallesi diye ayrılmış durumda. Mesela bizim kaldığımız Mar Mikhael bölgesi Hristiyan bölgesi olarak geçiyor. Burada gezerken birçok kilise ile karşılaştık. Hayatımda ilk kez üzerinde Arapça yazı olan bir kilise gördüm. Bu zamana kadar hep müslümanların dili, alfabesi olarak düşündüğüm Arapça’yı kilise duvarında görmek beni oldukça şaşırttı.

Lubnan-beyrut-kilise-church-gezi

Beyrut Gezi Rehberi: Aktiviteler

Beyrut ve çevresinde yapılabilecek pek çok aktivite bulunuyor. Bunlardan en öne çıkanlarını aşağıya ekliyorum. Bu platform üzerinden aktivite detaylarına ve fiyatlarına bakabilir, turlarınızı online olarak önceden ayarlayabilirsiniz.

Beyrut Gezi Rehberi: Yeme İçme

Manakish

İlk günümüzde yol üzerinde rastladığımız bir büfeden Manakish ile kahvaltımızı yaptık. Lübnan mutfağı bizim mutfağımıza çok benziyor ve çok fazla ortak lezzetimiz var. Manakish bizim pidelerimize benziyor, lahmacun hamuru gibi yuvarlak bir hamur üzerine istediğiniz şeyi ekletebiliyorsunuz. Lübnan’da ve Arap bölgesinde en çok tercih edilen Manakish, zahterli olduğu için biz de zahterli denedik. Favorim değil, ama kesinlikle denenmeli.

Lubnan-beyrut-zahter-manakish

Lokal bira Almaza

Günün sonunda, yakındaki marketten Lübnan’ın lokal birası Almaza’yı alıp evimize geldik ve terasın tadını çıkardık. Havanın güzelliği ve sokaktan gelen sesler eşliğinde, ufak ufak sokaktaki barları doldurmaya başlayan insanları izledik.

Lubnan-beyrut-mar-mikhael-teras

Cafe Em Nazih

Akşam yemeği için Cafe Em Nazih‘e gitmeye karar verdik, yürüme mesafesindeydi. Mekanın çok güzel bir bahçesi ve bahçede canlı müziği vardı. Bizim rezervasyonumuz olmadığı için içeride oturduk. Yine de bahçede grubun çaldığı şarkıları net bir şekilde duyabiliyorduk. Yemekler tam anlamıyla efsaneydi. Ortasında küçük kuşbaşı et olan humus, şimdiye kadar yediğim en iyi humustu! Lübnan rakısı olan Arak’ı, mutabbal denilen köz patlıcan mezesini ve iki farklı kebap çeşidini denedik. Hepsi çok lezzetliydi, ama benim için gecenin favorisi etli humustu. 🙂 Hesap için 39 dolar ödedik. Hesap hem Lübnan Lirası hem de dolar cinsinden geldi, siz istediğiniz para biriminden ödeyebilirsiniz.

Lubnan-beyrut-mezeler-food-gezi

moTTo

İkinci günümüzünün akşam yemeği için moTTo adında bir restorana gittik. Burası her gün farklı bir dünya mutfağından yemek servis eden, menüsünde fiyat yazmayan bir restorandı. “Pay what you think is fair” mottosunu benimseyen bu restoranda, yemekler için ne kadar ödeyeceğinizi siz belirliyorsunuz. Bizim gittiğimiz akşam Thai mutfağından yemekler vardı, ortalama lezzetteydiler. Açıkçası, Beyrut’a gelince burayı görmeden geçmeyin diyebileceğim bir yer değil.

Bay Rock Cafe

Raouche Rocks’a gittiğimizde hemen yanında bulunan Bay Rock Cafe‘ye oturduk. Burası manzaranın en güzel izleneceği yerlerden birisi. Bu kafede Lübnan’ın ünlü White Coffee sini denedik. Normalde görsem su sanacağım bu içecek, her ne kadar fincanda servis edilse de aslında kahve değil, yani kahve çekirdeğinden yapılmıyor. White Coffee, daha çok sıcak su, bal ve portakal çiçeği karışımı gibiydi. Ben tadını sevdim, ferahlatıcı bir içecek olarak gayet içilebilir 🙂

Lubnan-beyrut-white-coffee

Cafe Em Nezih

Son akşamımıza ilk gece gittiğimiz ve yemeklerine bayıldığımız Cafe Em Nezih‘e yeniden gitmeye karar verdik. Humus, bol maydonozlu meşhur Lübnan salatası tabbouleh, sigara böreği, soslu fırın patates ve dürüm denedik, hepsi çok lezzetliydi.

Lubnan-beyrut-yemekler

Beyrut Gezi Rehberi: Gece Hayatı

Evimizin bulunduğu cadde ufak kafelerle ve barlarla doluydu. Ekim ayının sonunda gittiğimiz için orada olduğumuz hafta sonu cadılar bayramına denk geldi. Bu sebeple olsa gerek sokaklar eğlenen dans eden, mekanlara sığamayan gençlerle doluydu. Bu hareketlilik bizim çok hoşumuza gitti ve gece dışarı çıkıp Mar Mikhael bölgesindeki birkaç mekanı denedik. Ortamlar çok güzel, insanlar çok arkadaş canlısıydı ve herkes eğleniyordu. Açıkcası Beyrut’un gece hayatı beni oldukça şaşırttı. Çünkü Ortadoğu’daki çoğu ülkenin eğlenceden yoksun olduğunu düşünüyordum. Hele ki Lübnan, adı yıllardır bitmeyen iç savaşla özleşmiş bir ülke olan Lübnan’da hayatın devam etmesi beni oldukça mutlu etti. Eğer Beyrut’a gelirseniz, mutlaka gece dışarıda bir iki yere gidip etrafı gözlemlemizi tavsiye ederim.

Beyrut Gezi Rehberi: Notlar & Tavsiyeler & Kapanış

  • Gezilecek yerleri ve restoranları sırası ile Google Maps üzerinde pinledim. Aşağıdaki haritayı kaydederseniz, internetiniz olmasa bile konumlara kolayca ulaşabilirsiniz.
  • Biz şehri genelde yürüyerek gezdik. Sadece bulunduğumuz bölgeden downtown bölgesine git gel yapmak için taksi kullandık. Taksi kullanacaksanız mutlaka binmeden önce gideceğiniz yeri söyleyin ve fiyatta anlaşıp öyle binin.
  • Mümkünse buraya gelmeden önce birkaç gün hafif şeyler yeyin, çünkü yemekler gerçekten çok güzel ve kilo almamak imkansız. 🙂
  • Burada geçirdiğimiz günler boyunca şehrin tarihi, insanları, yeni ile eskinin ahengi bizi oldukça etkiledi. Beyrut gezimizi yaklaşık 3 kilo alarak, çok güzel yemekler yiyip, eğlenip, yeni bir ülke görmenin mutluluğu ile tamamladık.

One Comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: