Kapadokya Gezi Rehberi

60 milyon yıl önce Erciyes, Göllüdağ ve Hasandağ’ın püskürttüğü lavlar ile bu bölgede yumuşak bir tabaka oluşmuş. Milyonlarca yıl boyunca bu yumuşak tabaka rüzgar ve yağmur ile aşınmış. Bu aşınmalar sonucunda ortaya Türkiye’nin en güzel, en eşsiz yerlerinden birisi olan Kapadokya çıkmış. Tarih boyunca çok farklı uygarlıklara, dinlere ev sahipliği yapmış Kapadokya’ yı keşfetmek için dört günlük bir gezi planladık.

Kapadokya Gezi Rehberi: Ne Zaman Gidilir?

Yaz aylarında oldukça sıcak olan Kapadokya’yı ziyaret etmek için en uygun zaman Mart-Mayıs ya da Eylül-Kasım arası. Ancak biz Kapadokya’yı karlar altında kışın görmek istedik. Bu yüzden Ocak ayı için bir gezi planladık. Daha önce bahar aylarında gördüğüm bu masal diyarı kışın da bir başka güzeldi. Turist sayısı oldukça azdı, dolayısı ile rahat rahat gezdik.

Kapadokya Gezi Rehberi: Ulaşım

İstanbul’dan Kayseri’ye Pegasus Havayolları ile uçtuk. Gitmeden önce Garenta üzerinden kiraladığımız aracı Kayseri Havalimanı’da teslim aldık ve yola çıktık. Bembeyaz, harika manzaralarla dolu, yaklaşık 50 dakika süren bir yolculuğun ardından Göreme’deki otelimize vardık. Bu bölge için mutlaka araba kiralamanızı öneririm. Araç seçeneklerini ve fiyatlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Kapadokya Gezi Rehberi: Konaklama

Konaklama için Kapadokya’da oldukça fazla seçenek var. Biz cave bir odada kalmak istedik ve Göreme’deki El Nazar Otel‘i tercih ettik. Hotel hem peri bacalarına hem de merkeze çok yakın bir yerdeydi.

Göreme’de ve genel olarak Kapadokya bölgesinde konaklama seçenekleri uçsuz bucaksız diyebilirim. Bölgede yer alan konaklama seçeneklerine buradan bakabilirsiniz.

Kapadokya Gezi Rehberi: Gezilecek Yerler

Göreme Açık Hava Müzesi

İlk günümüzde biraz dinlendikten sonra UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan Göreme Açık Hava Müzesi‘ne gittik. Girişte 60TL karşılığında müze kartı çıkartarak alana giriş yaptık. Müze kartı ile bir sene boyunca bu linkte yer alan yerlere ücretsiz giriş yapabiliyoruz. Göreme Açık Hava Müzesi, karlar altında harika gözüküyordu. Ziyaretçi sayısı oldukça azdı ve peri bacalarının o büyüleyici dünyasında adeta yapayalnızdık.

Avonos

Açık hava müzesinin ardından bankadaki birkaç işimizi halletmek için Avonos’a gittik. Burada birçok süpermarket, eczane ve ihtiyacınız olursa banka şubesi var.

Aşıklar Tepesi

Göreme’ye geri döndük ve otelin yakınında bulunan Aşıklar Tepesi‘ni keşfetmeye çıktık. Güneş battığı için etraf biraz karanlık da olsa manzara çok güzeldi. Bir sabah erken uyanıp buraya güneş doğmadan önce gelmeye karar verdik.

Ürgüp

Otelimizde kahvaltı yaptıktan sonra zaman kaybetmeden Ürgüp’e doğru yola çıktık. Şehir merkezinde gezinip hediyelik eşya alışverişi yaptık. Magnet koleksiyonum için değişik magnetler, güzel el işlemesi çantalar bulduk. Aslında bunları almak için Ürgüp’e gelmenize tabii ki gerek yok. Hemen hemen her yerde hediyelik eşyacı bulabilirsiniz ama biz en çok buradakileri beğendik.

Temenni Tepesi

Hediyelik alışverişin ardından Temenni Tepesi‘ne çıktık. Adını tepede yer alan bir ağaca bağlanan dileklerden alan bu tepenin manzarası açıkcası çok güzel değildi. Ancak bina içerisindeki kütüphane çok hoşumuza gitti.

Kızılçukur Vadisi

Ardından sıra günün sabırsızlıkla beklediğimiz etkinliğine geldi; Aşıklar Vadisi‘nde güneşi batırmak! Ürgüp’den ayrılırken yolumuzun üzerindeki Turasan‘da durduk ve şarap tadımı yaptık. Açıkçası biz buranın şaraplarına bayıldık. Hem gün batımına hem de ileriki günlere yetecek kadar şarap ve birer küçük kadeh alarak Aşıklar Vadisi’ne doğru yola çıktık.

Turasan’da biraz zaman kaybettiğimiz için ve gün batımını kaçırmak istemediğimiz için karar değiştirdik. Aşıklar Vadisi yerine biraz daha yakında bulunan Kızılçukur Vadisi‘ne gittik. Tam zamanında oradaydık! Manzara mü-kem-mel-di! Güneşin vadide, peri bacaları üzerinde oluşturduğu desenler, o kızılımsı renk cümbüşü… Bu görsel şölen son dakikasına kadar efsaneydi.

Aşıklar Tepesi’nde Balon İzleme

Sabah, planladığımız gibi güneş doğmadan önce kalktık. Güneşin doğuşunu yakalayabilmek için buz gibi havaya rağmen Aşıklar Tepesi’ne gittik. Ne yazık ki hava çok kapalıydı, hayal ettiğimiz gibi bir gün doğumu yakalayamadık. Normalde bu tepe çok güzel balon manzaralarına ev sahipliği yaparmış ancak hava soğuk ve çok rüzgarlı olduğu için balonların kalkmasına izin verilmiyormuş.

O Ağacın Altı

Otelimizde kahvaltımızı yaptıktan sonra hazırlandık ve yeraltı şehirlerine doğru yola çıktık. Yol üzerinde gördüğümüz O Ağacın Altı isimli kafede durup sabah kahvemizi içtik. Göreme’yi baştan sona gören, panoramik ve çok güzel bir manzarası vardı.

Güvercinlik Vadisi

Ardından yine yolumuzun üzerinde bulunan Güvercinlik Vadisi‘ne geldik. Burası da yine enfes bir manzaraya sahip, Uçhisar kalesinden başlayan kocaman bir alanı ve vadiyi görüyordu. Söylenene göre, 9. Yüzyılda bölgede başlayan güvercin yetiştiriciliği ile beraber burada yaşayanlar güvercin gübresinin üzüm yetiştiriciliğinde çok faydalı olduğunu farketmişler. Bu nedenle bugün de göze çarpan kayadan oyma yuvalar, tarım işçilerinin verimini artırabilmek için oluşmuş. Sadece tarımda değil, aynı zamanda kilise duvarlarını renklendiren çizimlerin ve desenlerin renklerini koruyabilmek, fresklerin sağlam kalmasını sağlayabilmek adına da güvercin gübrelerinin kullanıldığı söylenir. 

Kaymaklı Yeraltı Şehri

Kaymaklı Yeraltı Şehri‘ne vardık ve burada müze kart geçtiği için ücretsiz şekilde girdik. Tarihi M.Ö. 3000 yılına dayanan bu 8 katlı şehri gezerken açıkçası ne hissedeceğimi şaşırdım. Şaşkınlık, hayranlık, insanlığı sorgulama gibi şeyler arasında kayboldum.

Derinkuyu Yeraltı Şehri

Yaklaşık bir saat süren turun ardından, Derinkuyu Yeraltı Şehri‘ne gittik. Buraya da müze kart sayesinde ücretsiz giriş yaptık. Derinkuyu, Kaymaklı Yeraltı Şehri’ne pek çok yönü ve 8 katlı olması ile benzese de aslında ondan daha büyük ve kapsamlı. İçerisine erzakları ile birlikte 20,000 kişi sığdırabilecek kapasitede ve Türkiye’nin en büyük yeraltı şehri.

Üç Güzeller

Bu iki büyük yeraltı şehrini gezdikten sonra rotamızı Üç Güzeller‘e çevirdik. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Üç Güzeller, masal diyarı Kapadokya’nın en çok fotoğraf çekilen noktalarından bir tanesi. Anne, baba ve çocuğu temsil ettiği düşünülen bu muntazam peri bacaları, arkalarında Erciyes Dağı’nın görüntüsü ile özellikle gün batımında çok güzel gözüküyorlardı.

Sonraki sabah dönüş yoluna çıkmak için uyandığımızda bizi küçük bir sürpriz bekliyordu. Lapa lapa yağan kar heryeri bembeyaz yapmış ve yapmaya devam ediyordu. İptal edilen uçağımız, temizlenmeyi bekleyen ve bir süre çalışmayan arabamız, açılması gereken yollar, alınması gereken biletleri düşünerek ‘enfes’ bir kahvaltı yaptık. Uçuşlar tekrar başlayana kadar Kayseri’de konaklayıp, zorlu da olsa İstanbul’a dönüş yaptık. 🙂

Kapadokya Gezi Rehberi: Aktiviteler

Kapadokya’da balona binebilir, at sürebilir, ATV kullanabilir, lokal dükkanlarda seramik yapımı workshoplarına katılabilir, şarap tadımı yapabilirsiniz. Burada yapabileceğiniz pek çok farklı aktivite bulunuyor. Bu aktivitelerin detaylarına buradan bakıp, biletlerinizi ve turlarınızı önceden ayarlayabilirsiniz.

Kapadokya Gezi Rehberi: Yeme – İçme

Kahvaltı

Her sabah kahvaltımızı otelimizin güzel manzaralı terasında yaptık. Oldukça doyurucu bir kahvaltıydı. Burada genelde oteller kahvaltı dahil paketler sunuyor, bu şekilde uyandığınız gibi kahvaltı yapmak için yer aramak durumunda kalmıyorsunuz.

Bizim Ev

İlk günümüzde banka işlerimizi halletmek için gittiğimiz Avonos’da bulunan Bizim Ev isimli bir restoranda öğle yemeğimizi yedik. Yemekler oldukça lezzetliydi. Restoranın en alt katında yer alan şarap mahzeni bizi ayrıca mest etti.

Sedef Restoran

İlk akşam yemeğimizde bu bölgeye özgü olan testi kebabını mutlaka denememizi tavsiye etmişlerdi. Biz de Sedef Restoran‘a gidip meşhur testi kebabını denedik. Kebap, özel yapılmış bir testinin içinde ağzı kapalı şekilde geliyor ve bıçakla testiye ufak ufak dokunarak sizin önünüzde kırıyorlar. Bu küçük show un ardından yemeğimizi yedik, tadı gerçekten çok güzeldi ve memnun kaldık.

Kolcuoğlu Restoran

Ürgüp’e gittiğimiz ikinci günümüzde akşam yemeği için Kolcuoğlu Restoran‘a gittik. Mekanın içi de yemekleri de oldukça güzeldi, kesinlikle tavsiye ederim.

Pasha Cafe

Göreme’ye dönüp biraz dinlendikten sonra, otelimize yürüme mesafesindeki Pasha Cafe‘ye gittik. Canlı müzik ve Göreme Öküzgözü – Kocabağ eşliğinde oldukça keyifli zaman geçirdik.

Kapadokya Gezi Rehberi: Notlar & Tavsiyeler & Kapanış

• Gezilecek yerleri ve restoranları sırası ile Google Maps üzerinde pinledim. Aşağıdaki haritayı kaydederseniz, internetiniz olmasa bile konumlara kolayca ulaşabilirsiniz.
• Biz Kapadokya’ya kışın geldiğimiz ve onu böyle karlar altında görebildiğimiz için çok mutlu olduk. Kapadokya’nın o büyülü havasında, biraz şehirden kaçmak, biraz güzel şarap içip dinlenmek isterseniz kesinlikle kışın gelmenizi tavsiye ederim.
• Ulaşım konusunda araba kiraladığımız için çok rahattık ve istediğimiz her yere istediğimiz zaman gittik. Her ne kadar buradaki otellerin çoğu tur firmalarına sizi yönlendirse de, ben eğer ki imkanınız varsa araba kiralayıp burayı kendiniz keşfedin derim 🙂
• Kışın gittiğim bir diğer şehir olan Kopenhag ile ilgili yazımı okumak isterseniz, buradan ulaşabilirsiniz.